Anlamı
1) konferans salonu, toplantı odası [isim]
Meaning
1) conference room, council room [noun]
Anlamı
1) konferans salonu, toplantı odası [isim]
Meaning
1) conference room, council room [noun]
Anlamı
1) toplantı, konferans, oturum, meclis, kongre (‘no’ edatı alabilir) [suru fiili alan, isim]
Meaning
1) meeting, conference, session, assembly, council, convention, congress (May take the particle ‘no’) [taking verb suru, noun]
Anlamı
1) toplantı [isim, isim (son ek)]
2) dernek, birlik, kulüp
Meaning
1) meeting, assembly, party [noun, noun (suffix)]
2) association, club
Anlamı
1) içinden geçmek, yanından geçmek, ötesine geçmek [ichidan fiili, geçişsiz fiil]
2) (zaman) geçmek, akmak
3) süresi dolmak, bitmek, sona ermek
4) geçmek, aşmak, geride bırakmak
5) -den daha fazla olmamak (〜に過ぎない vs. gibi)
6) fazla olmak, çok gelmek, fazla kaçmak (fiilin -masu kökünden veya sıfat kökünden sonra sık sık kullanılır.) [ichidan fiili, geçişsiz fiil, son ek]
Meaning
1) to pass through, to pass by, to go beyond [ichidan verb, intransitive verb]
2) to pass (i.e. of time), to elapse
3) to have expired, to have ended, to be over
4) to exceed, to surpass, to be above
5) to be no more than … (as 〜に過ぎない, etc.)
6) to be excessive, to be too much, to be too … (often used after adjective stems or the -masu stems of verbs) [ichidan verb, intransitive verb, suffix]
Anlamı
1) kısım amiri, şube müdürü [isim]
Meaning
1) section manager, section chief [noun]
Anlamı
1) kötü davranmak, zorbalık etmek, kabadayılık etmek, canını yakmak, eziyet etmek, azap çektirmek, sataşmak, zulmetmek [ichidan fiili, geçişli fiil]
2) dayanıklı olmak (örn. vücut), sert davranmak, sabretmek
Meaning
1) to ill-treat, to bully, to torment, to pick on, to tease, to be cruel to, to persecute [ichidan verb, transitive verb]
2) to be tough on (e.g. one’s body), to treat harshly
Anlamı
1) çiçek seyretme, kiraz çiçeği seyretme [isim, suru fiili alan]
Meaning
1) cherry blossom viewing, flower viewing [noun, taking verb suru]
Anlamı
1) yangın [isim]
Meaning
1) fire, conflagration [noun]
Anlamı
1) ilim, bilim [isim]
Meaning
1) science [noun]
Anlamı
1) (benim) eş, hanım (Anlamı かない ile sınırlı) [mütevazı dil, isim]
2) ev, aile ocağı, yuva
Meaning
1) (my) wife (Meaning restricted to かない) [humble language, noun]
2) inside the home, one’s family